Aytmatov, milletinin tarih boyunca kazandýðý sosyal, kültürel, ahlaki, edebî, askeri yani, bütün maddi, zenginliðini eserlerine yansýymýþ, yaþadýðý coðrafyanýn insanýnýn tarih içinde kazandýðý deðerleri, acýlarýný, kahramanlýklarýný, tecrübelerini yazýya döküp ölümsüzleþtirmiþ, halkýnýn içine düþtüðü zor durumlarý eserlerinde en güzel þekilde anlatmýþ, onlarýn çözümlerine dair ipuçlarý göstermiþ, eserlerinde kendi ifadesi ile ‘tipik insan’ý ortaya koymaya çalýþmýþ bir yazardýr. Hikâyelerinde milletinin temel mülkü olan millî hafýzaya ait efsane, destan, masal, hikâye ve türküleri, bunlarýn meydana geldiði þartlarý, ardýndaki hikâyeleri, insanlarý kullanýrken, Kýrgýz Türk kültürünü, psikolojisiyle, duyuþ ve anlayýþ tarzýyla, maddi manevi zenginliðiyle o kültürü bina edenlerin evlatlarýna yeniden hatýrlatmaya çalýþmýþtýr.
“Her yazar bir milletin çocuðudur ve o milletin hayatýný anlatmak, eserlerini kendi millî gelenek ve törelerini kaynak alarak zenginleþtirmek zorundadýr. Benim yaptýðým önce bu, yani kendi milletimin geleneklerini ve hayatýný anlatýyorum. Fakat orada kaldýðýnýz takdirde bir yere varamazsýnýz. Edebiyatýn millî hayatý ve gelenekleri anlatmanýn ötesinde de hedefleri vardýr. Yazar, ufkunu millî olanýn ötesine doðru geniþletmek ve ‘evrensel’ olana ulaþmak için gayret göstermek durumundadýr. Ýyi yazar ‘tipik insan’ ortaya koyma ustalýðýna eriþen yazardýr.”