Aþk karýþýktýr, karmaþýktýr. Hüzünlüdür çoðu kez. Geldiði heyecanlarla deðil, hýrpalanmalarla, yaralarla çekip gider. "Yarýn Yapayalnýz" bize aþký anlatýyor. Ayrýksý bir aþký. Farklý dünyalarýn aþkta erimesini, sonra yeniden tüm gücüyle ortaya çýkmasýný anlatýyor. Gözyaþýný, direnci, yenilip yenilip yine de ayakta kalma ýsrarýný anlatýyor. Kalabalýklar içinde dimdik bir kadýnýn, aþkta bile yapayalnýz kalýþýný...
Selim Ýleri, "Yarýn Yapayalnýz"da bir kadýnýn, kadýnlarýn dünyasýna giriyor; üstelik en derine, en mahreme kadar inme cesaretini gösteriyor. Her zamanki gibi kalemini duyarlýlýða adýyor. Yarattýðý kiþiliklerde tutarlý, çizdiði mekânlarda özenli. Ýleri, hüznün aðýr bastýðý bir roman yaratýyor, bireysel acýlardan söz ediyor. Ama bunu yaparken toplumun gidiþine de duyarsýz kalmýyor. Her satýr, içten içe bize bir toplumun geldiði noktayý gösteriyor. Kalabalýklar içindeki yalnýzlýðýmýzý bir kez daha yüzümüze vuruyor. "Yarýn Yapayalnýz", çarpýcý ve cesur bir roman.