Sünûhat, bazý âyetlerden Üstad'ýn anladýðý mânâlarý veciz þekilde yazmasýndan meydana gelmiþtir. Onun için her konunun baþýnda, onlarla ilgili âyetler yazýlmýþtýr. Aslýnda Nur Külliyatý incelendiðinde, kullandýðý dilin renkliliði ve zenginliði hemen göze çarpacaktýr. Burada "elfazca zengin deðilim" sözü bir tevazu olsa gerektir. Herþeyde iktisadý esas alan Üstad, elbette israt-ý kelâma yer vermeyecektir. Bu eserinde de veciz olarak, yani az ve öz kelimelerle, güzel bir üslûbla meramýný çok güzel anlatmýþtýr. Zaten kimseye de minneti yoktur...
"Bu meseleyi yazdýktan biraz zaman sonra, bir gece rüyada Cenab-ý Peygamber Sallallahü Aleyhi Vesellem Efendimizi gördüm. Bir medresede huzur-u saadette bulunuyordum. Cenab-ý Peygamber (s.a.s.) bana Kur'an'dan ders vereceklerdi. Kur'an'ý getirdikleri sýrada, Hz. Peygamber (s.a.s.) Efendimiz Kur'an'a ihtiramen ayaða kalktýlar. O dakikada þu ayaða kalkmanýn, ümmeti irþad için olduðu birden hatýrýma geldi.
Daha sonra bu rüyayý ümmetin sâlihlerinden bir zâta hikâye ettim. Þu suretle tabir etti: "Bu büyük bir iþaret ve müjdedir ki, Kur'an-ý Azîmüþþân lâyýk olduðu yüksek mevkiye bütün cihanda eriþecektir."