Büyük bir ormanýn ortasýndaki yemyeþil düzlükte ilerliyordu Gökhan. Etraf öyle sessizdi ki içini bir korku sardý. Endiþe içinde birkaç adým daha atmýþken arkasýnda müthiþ bir gürültü koptu. Dönüp baktýðýnda çalýlarýn arkasýndan fýrlayan iri bir aslanýn, kükreyerek ona doðru koþtuðunu gördü. Nereye gittiðini bilmeden hýzla kaçtý. Tam bu sýrada karþýsýna altmýþ metre derinliðinde bir kuyu çýktý. Asla¬na yem olmaktan çok korkan Gökhan, canýný kurtarma endiþesiyle hiç düþünmeden kuyuya atladý. Kuyunun yarýsýna kadar düþtükten son¬ra da bir aðacýn dallarýna takýldý. Ancak çok geçmeden biri beyaz, diðeri siyah iki fare gelip aðacýn kökünü kemirmeye baþladý.