Ýnsan Þeriatý'yý anlamak için, onun yaþadýðý zaman ve mekânýn tabiatý ve âdetleri anlaþýlmalýdýr. Onun içinde yaþadýðý toplumda mertlik, haysiyet ve fedakârlýk faziletti. Haysiyet uðrunda yapýlan fedakârlýk ise acý getirir. Acý ve özleyiþin verdiði zevk hayatýn motoru hâline gelir. Bu toplumda deðerli insanlar bir acýsý olan, onunla yaþayan ve hiçbir zaman bunu açýða vurmayanlardýr. Ýnsaný insan yapan, içte ve dýþtaki yara izleridir. Zevk ve eðlence düþkünü kaygýsýzlar, olgunlaþmasý gereken çocuklardýr. Bu gelenekte romantik gençlerin âþýk olma gayesi aþklarýný tamamýna erdirmek deðil, özlem ve acýyý baðrýna basmaktýr. Platonik aþk Doðu'da böyle anlaþýlmaktadýr. Acýdan gelen yaratýcýlýk ve orijinallik, Þeriatý gibi gençlerin ürettiði þiirlere, nesirlere ve eskizlere dökülür. Þeriatý’nýn romantik, siyasi ya da intihara dair olsun, þiiri bir acýnýn hikâyesini anlatýyordu. Duygusal aþk hikâyelerinin ve hayalinde söylediði mutasavvýflarýn vecitli sözlerinin hepsi de özlemi ve vuslatýn olmadýðý metafizik aþkýn kalbi yakan hissini anlatýyordu. Uygulayýcý, aydýn ya da vaiz olsun, her türden devrimcilerin hepsi ütopya âþýðýdýr ve hepsi de metafizik bir düzeyde dünyevi bir âþýðýn belirtilerini gösterir. Þeriatý’nýn daima, bir dava uðrunda ölmeyi arzu eden Marksist devrimcilerin bile, ideal bir davaya ait en deðerli varlýklarýný feda etmeye hazýr olan metafizik idealistler olduðunu düþünmesinin sebebi de budur.