Nedense divan edebiyatýnýn çoðu insanýn tüylerini diken diken eden bir kudreti vardýr... Bu ismin kulaklarla temasýyla baþlayan irkilme, tüyleri ziyaret ettikten sonra dudaklarda "Boþ ver!" cümlesinin imasý olan bir kývrýlma ile son bularak bedeni terk eder. Çok az insan bu edebi bahçenin etrafýný çevreleyen dikenli telleri; yani aðdalý bir dil ve yabancý kelimelere esir Türkçe engelini aþarak sadece bu bahçede teneffüs edilecek eþsiz kokuyu ciðerlerine çekmiþ, seyrine doyum olmayan bir estetikle imzalanmýþ yapýlarý görmüþ ve zaman tüneli içinde unutamayacaðý bir yolculuk gerçekleþtirmiþtir. Bu yolculuða çýkmýþ olmanýn ayrýcalýðýný ve haklý gururunu taþýyanlar çok iyi bilirler ki yol çok uzundur ve 13. yy.'dan 19. yy.'a akan divan edebiyatý, size mola vermek isteyeceðiniz pek çok durak sunar...
Cihan Okuyucu, bu duraklarýn en alýcý, en cazip ve en gözde olanýndan size bir davetiye gönderiyor. Duraðýn adý: Divan Edebiyatý Estetiði..
Bir akademisyenin dikkatli ve profesyonel bakýþ açýsýyla kaleme alýnmýþ olan bu eser, size hem divan edebiyatý hakkýnda genel bir fikir verecek hem de sizi estetik ve lirizimin doruklarýnda gezdirecektir…