Edebiyat âleminde ramazanýn her zaman ayrýcalýklý bir yeri olagelmiþtir. Dinî hayatý, olsun olmasýn bütün þair ve ediplerimiz, ramazan hakkýnda bir þeyler yazmaktan, ona olan sevgilerini dile getirmekten kendilerini alamamýþlardýr.
Sahurdan iftara, iftardan sahura yeni bir hayat tarzýnýn benimsendiði ramazanda hayat, yeni bir çehreye bürünür. Bu "yeni dünya"da edebiyatçýlar; mahyadan karagöze, iftardan teravihe, sahurdan davulcuya, bekçiye kadar birçok konu hakkýnda aklýmýza gelen gelmeyen güzellikleri, incelikleri ve ayrýntýlarý görüp bir sanatçý dikkati ile beðenimize sunarlar.
Kitapta; kimi yüz yýllýk, kimi yakýn tarihimize ait hatýralar ve deðerlendirmeler var.