Kýrým ki daima sürgün kelimesiyle birlikte anýlýrken belki de ilk kez bu eserde gurbetin -bir güzel gurbetin- adý olmuþtur.
Neler yok ki bu güzel gurbetin içinde: Günü gelince sessizce ölüveren, kapý önlerinin çekirdek satýcýsý yaþlý Rus hanýmlarý, 20 metrekarelik bir odaya sýðan Özbekistan muhacirleri, fedakar öðretmenler, Türkiye'den gelip alýnlarýnda dört beþ yýllýk çile ve emeðin þahidi olan kýrýþýklýklarla dönen gayretli öðrencilerimiz... En çok da kadýnlar, Kýrýmýn çilekeþ kadýnlarý: sade ama duyarlý satýrlarý okurken acýlarý, ümitleri, olumlu ve olumsuz yönleriyle insanýn her yerde insan olduðunu yeniden öðretiyor ve okuduklarýmýzla çok zaman yer deðiþtiriyoruz.