Korku yozlaþtýrýr soysuzlaþtýrýr. Çocuk ve Gençlerin suçun içine sürüklenmesinde iþin bu tarafý ne yazýk ki gözden kaçýrýlýyor…
Dünyada suçlar artýyor, ülkemizde de. Çocuklarýn giderek daha çok suça bulaþtýðý bir dünyada yaþamanýn endiþesini duyuyoruz. En kötüsü toplum olarak tam da iþin neresinde olduðumuzu bilmiyoruz. Bu bilgisizliðimiz bizleri yarýnlarla ilgili olarak derinden kargýlandýrýyor.
Tüm ülkede hangi yýlda hangi sayýda çocuðumuz hangi tür suça bulaþmýþ kimse bilmiyor. Þehirlerimizin bu yöndeki suç profili nedir araþtýrýlmamýþ, sorgulanmanmýþ. Kurumlar görevlerini gereði gibi yapmamýþ. Üniversiteler, bilim adamlarý, yerel yöneticiler, iþ adamlarý bu konuda duyarsýz kalmýþ. Dahasý sorunlarýn, sýkýntýlarýn üzeri örtülmüþ üst makamlara baþarýlý görünme adýna kötü toplumsal gidiþler kamuoyundan saklanmýþtýr.
Modern devlet olmanýn en önemli gereði her þeyin bir sistem dâhilinde yürüyor olmasý, olay ve olgularýn kayýt altýna alýnmasýdýr Gerçek demokrasi kültürünü bir türlü oluþturamadýk.
Aksine bir korku kültürü egemen her yanda; özellikle resmi kurum ve kuruluþlarda. Herkes bir þeylerle korutulmuþ. Üretici yaratýcý olmanýn önündeki en büyük engelin insanlarýmýza, keyfi olarak yaþatýlan bu korku kültürü olduðunu söyleyebiliriz.