Muhsin ve Suzie Debon, biri Mýsýrlý diðeri Fransýz iki insanýn sevgisi ve hayat anlayýþlarý çerçevesinde Doðu'yu ve Batý'yý medeniyet anlayýþlarýyla yansýtan bir roman. Muhsin, Fransýz arkadaþý Andre ve Rus Ývan arasýnda kurulan diyaloglarla Batý'nýn ve Doðu'nun insan anlayýþlarýnýn, idarî sistemlerinin karþýlaþtýrýldýðý rahat okunmasýyla sýkýcý bir havaya bürünmeyen akýcý bir roman. Hayalini zaman zaman Fransa'dan Mýsýrdaki Seyyide Zeynep Camii'nin huzur dolu atmosferine taþýyan Muhsin, Batýyý bazý yönleriyle beðenirken her geçen gün eksiklerini daha yakýndan görür. Muhsin'in Suzie'den uzaklaþma sebeplerinde ve Rus arkadaþý Ývan'ýn cümlelerinde neler kaybettiðimizi görecek ve þaþýracaksýnýz.
Mýsýr'ýn ünlü edibi Tevfik El Hakim, Arap Edebiyatý'nýn önde gelen ve etkileyici yazarlarýndan biri sayýlmaktadýr. El Hakim'in, Arap -özellikle de Mýsýr- kültürünün yaný sýra Batý tiyatrosunu da yakýndan tanýmýþ olmasý, ona Arap Edebiyatý ile Çaðdaþ Dünya Edebiyatý arasýnda köprü vazifesi gören geniþ bir perspektif kazandýrmýþtýr.
Tevfik El Hakim, 1898 yýlýnda Ýskenderiye'de dünyaya geldi. Babasý, geniþ arazilere sahipti ve o bölgenin varlýklý çiftçilerinden biri olarak itibar görmekteydi. Aslen Türk olan annesi ise kendi aslý ve soyuyla çok iftihar ederdi. Bu nedenle annesi, Tevfik'i diðer çocuklardan ayrý tutuyor ve onlarla oynamasýna izin vermiyordu. Belki de bu soyutlanma, çocukluk döneminde Tevfik'i kendi iç dünyasýna yöneltmiþti. Okumaya meraklý olan annesinin anlattýðý ilk hikâyeler, onu cezbederek ilgisini edebiyata çekmesine vesile olmuþtu.
Öðrenciliðinin ilk yýllarý, Mýsýr halkýnýn Ýngiliz sömürgeciliðine karþý baþlattýðý isyana denk geldi. Kendisi de halkýn bu isyanýna fiili olarak destek verdi ve 1919 yýlýnda tutuklanýp cezaevine gönderildi. Hapis yattýðý günlerde hassas ruhunda birçok þey birikmiþti. Özgürlüðüne kavuþtuktan sonra sanatsal gruplarla ve sanatkârlarla içli dýþlý olmaya baþladý ve bu sayede edebî yeteneðini her gün biraz daha geliþtirdi. 1922 ve 1923 yýllarýnda yazdýðý tiyatro eserlerinden Günümüzün Kadýný (Today Woman), Pahalý Misafir (Guest Dear Expensive) ve Ali Baba adlý eserleri, bir tiyatro grubu olan Akkaþe tarafýndan sahneye kondu.
1924 yýlýnda babasýnýn ýsrarýyla, hukuk dalýndaki doktorasýný tamamlamak üzere Fransa'ya gitti. Paris'te geçirdiði dört yýl boyunca, babasýnýn gönderdiði hatýrý sayýlýr harçlýðýn da yardýmýyla, vaktinin çoðunu tiyatro seyretmek, konserlere gitmek ve çeþitli edebî eserleri incelemekle geçirdi.
'Þarkýn Serçesi' kitabý Tevfik El Hakim'in hem doðu hem batý kültürünü çok iyi bilmesinin ve onu yorumlayabilmesinin bir neticesidir.
Eser iki insanýn birbirlerine duyduklarý temiz ve ölümsüz sevginin çok ötesinde iki medeniyetin, iki kültürün tanýmlanmasýný ve kýyaslanmasýný içerir.