Habersiz, selamsýz uçup geldiði bu köyde onu mektupla gene yakalamýþlardý. Yýllardýr devam den, “Niçinler”, “Nedenler” ve “Sitemler” yine satýrlar içinde yerini almýþtý.
Cihat'ýn inandýklarý ve kurmak istediði dünyayý ne onlar anlayabiliyor ne de kendisi bunu kabul ettirebiliyordu. Adeta aralarýnda bir zýtlýklar savaþý baþlamýþtý.
Ayrý dillerde konuþuyorlar, ayrý havalarý teneffüs ediyorlardý. Anne, baba ve evlat; bir aile idi. Ama düþünceleri zýttý. Bunlarý bir noktada birleþtirmek için Cihat çok uðraþmýþtý. Eski ve köhneleþmiþ dünyalarýna taptaze bir fikir vermek istiyordu. Sonra yok olmuþ, silinmiþ bedenleri diriltmekti. Bu da þüphesiz pembe bir inancýn eseriydi.