Ýnsanlýk tarihinden çok daha eskilere uzanýr, hayvanlarýn tarihi. Onlarýn öyküleri, insan zihninin hayal edebileceðinin ötesinde, tahminlerin ise çok uzaðýndadýr. Hayvanlar, onlarla paylaþmadýðýmýz zaman kadar, paylaþtýðýmýz zamaný da bambaþka bir manzarayla anlatýr.
Ýnsan Çatlatan Hayvan Öyküleri’nde yer alan bu on bir eðlenceli, tuhaf ve sarsýcý öyküde hayvanlar, en derin korkularýmýzýn, özlemlerimizin birer yansýmasý, ihtiyatla Fil Marysue'yu yýkayan bir hayvanat bahçesi çalýþaný, iþ arkadaþlarýnýn yaþamlarý hakkýnda duyduðu tuhaf, korkunç öykülerin etkisi altýnda kalýr. Zürafalar, bakýcýlarýndan daha iyi yaþam koþullarý talep eder ve kendilerine toplu intihar etmiþ süsü verirler. Post-kolonyal Afrika'da dik baþlý bir kadýn, aðaçlardaki maymunlarýn özgürlüðünün çekiciliðine kapýlýr; bir çocuk tavþanýyla korkunç oyunlara dalar; gururlu bir koca, karýsýna duyduðu öfkeyi onun ödüllü horozundan çýkarýr.
Fil ya da yýlan, köpek ya da kedi, maymun ya da hindi... Ýnsan Çatlatan Hayvan Öyküleri’nde yer alan bütün hayvanlar, çevrelerindeki insan varlýðýna rahatsýz edici bir ayna tutuyor. Zaman zaman gotik öðeler barýndýran Hannah Tinti'nin kalemi, satýrlar arasýnda þimþekler çaktýrýyor.