Ýyi Eþler, 1868’de, Küçük Kadýnlar’dan iki yýl sonra yazýldý. Gelin görün ki, Meg, Jo, Amy ve Beth March’ýn okur üzerinde býraktýðý etki, aradan geçen tüm bu uzun zamana raðmen deðiþmedi.
March kardeþlerin birbirinden farklý karakter özellikleri, her zaman dikkat çekiciydi ve bir takým ‘zamansýz’ insani gerçeklere zarif göndermelerle yüklüydü.
Aralarýndan ilk evlenen Meg oldu ve bu bir aþk evliliðiydi. Ama bu durum, kocaman bir evde, þahane kýyafetlerle yaþayan arkadaþý Sally’e imrenmediði anlamýna da gelmiyor tabii. Ya Jo? Tatlý Jo. Korkusuzca baðýmsýz, hassas ve kendini yazar olmaya adamýþ bir genç kýz. Amy ise lüksü seviyor ama hayatta gerçekten önemli olanýn ne olduðunu da öðrenmekte gecikmiyor. Zavallý Beth, o çok genç ölüyor. Çok þirin ve iyi yürekli, ölümüne katlanmak da çok zor. Ancak kýzkardeþlerinin ilgi ve baðlýlýðý Beth’in son senesinin olabildiðince mutlu geçmesini saðlýyor. Önlenemez son geldiðinde ise aile üyeleri elbette ki periþan oluyor. Artýk tek yapabilecekleri, yaþadýklarý sürece Beth’i kalplerinde ve zihinlerinde yaþatmak, hepsi bu.
Ýyi Eþler’de, March kýzlarýnýn mutluluklarýna ve yürek yaralarýna þahit olacaksýnýz. March kýzlarýný ilginç ve derin bulacaksýnýz. Ýçlerinden geçirdikleri, baþkalarýna ifade ettikleri ne varsa, kelimelerin gerçeklik hissi karþýsýnda þaþýracaksýnýz.