Her çocuk, bence zevkle okumaya deðer meraklý bir kitap; karþýsýnda uzun uzun, hayran hayran düþünülecek bir bilinmeyenler âlemidir. Yirmi bir yýldan beri bu kitaplarý yaprak yaprak, satýr satýr okumaya ve anlamaya çalýþýyorum.Fakat hâlâ "Çocuk" adlý kitapla anlayamadýðým, sökemediðim cümlelere rastladýðým olur. Bu itirafýmdan sonra, okuyucularým bu eserde, tecrübelerin belki haklý; fakat herhâlde soðuk ve tatsýz gururunu elbette aramayacaklardýr. Hayýr, sevgili okurlarým elinizdeki kitap, aðýrbaþlý, psikolojik bir eser olmak iddiasýnda deðildir. Buna bir "hikâye kitabý" da denilemez. Çünkü içinde bir damlacýk hayal bulamayacaksýnýz. Ben bu kitapta sadece, gördüklerini ve duyduklarýmý -iþittiklerimi deðil, hissettiklerimi- sunuyorum. O kadar çok sevdiðim "Küçük Dostlarým"ý, daha doðrusu binlerce küçük dostumdan, rast gele birkaçýný okurlarýma da tanýtmak istedim. Bir kýrýk dökük çizgi, bir avuç gölge.. Boyalarýn parýltýlý dilinden yoksun, kara kalem bir çocuk portresi, bir küçük insan kiþiliði! Ve çok defa bu kiþiyi benim hafýzamýn köklerine altýn çivilerle perçinlemiþ olan bir küçük olay. Ýþte kitabýmda bunlarý bulacaksýnýz... Basit þeyler ama, içlerinde hoþunuza gidenler, gözlerinize bir damla yaþ, dudaklarýnýza bir küçük gülümseme getirenler, hatta baþýnýzýn karanlýk bir köþeciðine titrek bir mum alevi uzatanlar olacak sanýyorum. Þüphesiz bir meþale, kuvvetli bir elektrik lâmbasý deðil, ancak bir mum alevi.. Fakat ne de olsa bir ýþýk...