Kur’an vahyinin zaman ve mekaný aþan evrensel niteliði müslümanlar açýsýndan tartýþma götürmez bir husustur. Ancak bu gerçek ilahî mesajýn, indirilmiþ olduðu beþerî ve tarihsel ortamla iliþkisiz olduðu anlamýna gelmez. Tam aksine vahiy, sözü edilen ortamdaki sorular ve sorunlar için ilahî bir cevaptýr ve bu yüzden Kur’an’ýn metnini inzal olunduðu þartlardan baðýmsýz olarak anlamaya çalýþmak vahyin esasý ve hakikatiyla kavranmasýný içinden çýkýlmaz hale getirecektir. Çünkü Kur’an vahyinin atýfta bulunduðu olaylar, olgular, kiþiler ve mekanlar, eðer bir mecazýn konusu deðilseler, tarihsel gerçekliðe sahiptir ve dolayýsýyla bu gerçeklik hakkýnda bilgi sahibi olmadan kastedilen evrensel anlamý kavramak çoðu durumda mümkün deðildir. Bu baðlamda Kur’an-ý Kerîm’in indiði Mekke’nin beþerî ve tarihsel þartlarýný ayrýntýlarýyla bilmek bizzat tefsir ilminin talep ettiði bir gereklilik olarak önem taþýmaktadýr.
Prof. Dr. Þerafeddin Gölcük Kur’an ve Mekke adlý bu kitabýnda ilahî kelâmýn hitap ettiði toplumun dinî inançlarýný, kültürel yapýsýný, sosyal-siyasal þartlarýný ve ekonomik etkinliklerini panoramik bir tarzda ve fakat Kur’an mesajýyla baðlantýsý içinde ortaya koymaktadýr. Ýlk þekli, içlerinde rahmetli Ýslam bilgini Muhammed Hamidullah’ýn da bulunduðu bir jüri karþýsýnda baþarýyla savunulmuþ Fransýzca bir doktora tezi olan metin, daha sonra Türkçe çevirisiyle yayýna hazýrlanarak okuyucumuzun ilgisine sunulmuþtur.