Türkiye’de Batý kaynaklý toplum düþüncesinin, Batý bilim ve anlayýþýnýn krizde bulunduðu ve canlýlýk gösteremediði bir ortamda Sosyoloji Yýllýðý kitaplarýnýn usulden olmanýn ötesinde belli özellikleri ve gerekliliði vardýr. Günümüz postmodern bilim anlayýþý ortak çaba ve görüþü önemsememektedir. Toplumun çözüm üzerinde etkinliðini ve çözümünü paylaþma çabasýný reddetmektedir. Türkiye’de bu süreç daha farklý bir görünüm almýþtýr. Geçmiþte Türkiye’de gelenek ve birikime dayalý ortak çalýþmalarýn olmayýþý, bireysel veya dar “takým” çalýþmasý alýþkanlýðýnýn öne çýkmasý aslýnda toplumu dýþlayan genel bir eðilimin tezahürüdür. Bu durum yoðun bir kurumsal çaba ve etkileþimin olmadýðý anlamýna gelmemektedir. Aksine, bilimsel faaliyet alanýnda ve yayýn dünyasýnda aldatýcý bir canlýlýk görüntüsü vardýr. Hazýr açýklamalarý sorgulamadan kolayca benimsemenin yol açtýðý bir durumdur bu. Ancak bu çalýþma biçimi artýk Türkiye’nin birikimine ve dünyada ki geliþmelere cevap veremez olmuþtur… Sosyoloji Yýllýðý’nýn bu kitabýnda “bilim sosyolojisi” konusunun ele alýnmasý rastlantý deðildir. “Bilim Sosyolojisi”ni sosyolojinin bir konusu olarak ele almanýn en iyi yolu elbette onu kendi tarihi geliþmesi içinde ele almaktýr. Geleceðini biçimlendirmek açýsýndan da bu tavýr kaçýnýlmazdýr. Bu ele alýþ biçimi günümüzün yeni bilim anlayýþý/tartýþmalarý karþýsýnda daha açýk bir kavrayýþa ulaþmamýza ve tavrýmýzý belirlememize olanak verecektir.