Milliyetçilik ile ilgili uluslararasý alanda yapýlan tartýþmalarýn dikkate aldýðý ve dipnot düþtüðü bu kitap, daha þimdiden kendi sahasýnda ciddi bir açýlým saðlamýþ durumda.
Umut Özkýrýmlý, çoktandýr týkanmýþ olan bir tartýþmanýn ötesine geçmeyi baþarýyor. Lehte veya aleyhte bir kavram tekeli yaratmaksýzýn, öncelikli olarak bu sahanýn karmaþýk dilini ayrýntýlý ve sistematik bir þekilde çözümlüyor. Þimdiye kadar milliyetçilik ile ilgili birikmiþ zengin literatürü klasik ve modern yaklaþýmlarýyla birlikte okuyucuya sunuyor. Bu alanýn doðum tarihini önceleyen romantik düþünürlerin yanýnda Hobsbawm, Kedourie, Smith, Gellner gibi çaðdaþ belli baþlý kuramcýlarýn görüþlerine yer veriyor. Bugün, dünyadaki birçok bölgenin yüz yüze olduðu etnisite ve kimlik ile ilgili sorunlar bu literatürün sýnýrlarýna dahil. Tarihin hýz kazandýðý ve haritalarýn yer deðiþtirdiði devirler içinde çok ayrý milliyetçilik örneklerine rastlamak mümkün. Halkýn, seçkin sýnýflarýn, entelektüellerin ve ideolojilerin yarattýklarý birbirinden farklý milliyetçililikler var. Dönemler arasýnda milliyetçiliðin nasýl deðiþtiðini gözlemlemek, en az bu kavramý tanýmlamak kadar önemli. Milliyetçilik, kimi zaman uluslarýn doðuþunda muazzam kaynaþtýrýcý bir rol üstleniyor, kimi zaman da tehlikeli bir ideolojiye dönüþüyor. Gücü ve zayýflýðý, masumiyeti ve saldýrganlýðý daima iç içe geçiyor.
Özkýrýmlý, bu erken çalýþmasýyla karþýlaþtýrmalý bir araþtýrmanýn nasýl yapýlacaðýna dair son derece yetkin bir örnek sunuyor.