Metin Savaþ “Zemheri Kuyusu” etrafýnda kurduðu gizemli dünyanýn insanlarýna bu kez dokuz dallý Melengicin altýndan sesleniyor; taptaze bir nefes ve yepyeni sözlerle. Mahalli ile evrensel, kadimle aktüel, tarihle an buluþuyor. Perde aralanýyor; birbirine kayýtsýz kaldýðý zannedilen alemler birleþiyor.
Köhne bir konak… Konaðý sarýp sarmalayan bir mahalle… Mahalleyi sarýp sarmalayan bir yatýr… Temsil ettikleri hususiyetlere sadýk kalmaya gayret eden canlý ve eþyalar… Kasabadan gelen bir konuk… Bir ay arayla ayný muhitte iþlenen ve son cümleye kadar aydýnlanmayan iki cinayet… Tefrika ve tevhid… Toplumsal hassasiyetlerin yeknesaklýktan uzak veciz ifadeleri… Roman meraký mütemadiyen gýdýklayan bir kurgu zekâsýnýn eseri…
Melengicin Gölgesinde, yazarýn gurbetten sýlaya dönüþüdür. Sýlaya, yani benliðimizde sürüp giden ezeli mücadelenin birbirine düþman kahramanlarýnýn ilk örneklerine…