"Narsisizm" kendimize duyduðumuz sevgiyi anlatan bîr kelimedir. Fiziksel yaþamý sürdürebilmek için herkesin suya ve gýdaya ihtiyaç duymasý gibi olgun bir psikolojik yaþam için de "narsîsizm"e ihtiyaç vardýr.
Burada üzerinde durulan konu, abartýlmýþ bir narsisizm ve bu yöndeki bir geliþmeyi dýþ ve iç dünyamýza uyum yapmadan kullanma durumudur. Abartýlmýþ narsisizmi olan kiþiler yaþamlarýný büyük bir ikilem içinde sürdürürler.
Bu kitapta psikanaliz süreçlerinin öykülerinin anlatýldýðý iki kiþinin de abartýlmýþ bir narsisizmi vardýr. Ýkisi de çocukken ebeveynleri tarafýndan içtenlikle sevilmediklerini algýlamýþlar ve bu eksikliði gidermek için kendilerine olan sevgilerini patolojik bir düzeyde artýrmýþlardýr. Bu süreç, bilinçdýþýnda gerçekleþtiði için narsisizmlerini abarttýklarýnýn pek de farkýnda deðillerdir. Sanki dünyanýn en güçlü, en akýllý veya en güzel insanlarýymýþ gibi davranmak onlar için olaðan bir durumdur. Ayný zamanda kimliklerinin sevgiye aç kýsýmlarýný saklamaktadýrlar. Kimliklerinin dünyanýn "en önemli" insaný olarak gördükleri parçasýný sevgiye aç olan kimlik parçalarýndan ayýrmýþlar ve büyüklüðü abartýlmýþ olan kýsmý bir fanusla örter gibi korumaya almýþlardýr. Bu da yaþamlarýnda birçok problemin ortaya çýkmasýna neden olmuþ ve en sonunda kendilerini bir analistîn divanýnda yatarken bulmuþlardýr.