12 Eylül ile birlikte gelen yasak baþta baþörtüsü yasaðýydý. Toplumda kabul görmeyen ve tepki alan baþörtüsü yasaðý deyimi daha sonra usta bir manevrayla türbana dönüþtü. Bu manevranýn mucidi Ýhsan Doðramacý idi. Medya hemen benimsedi bu ismi. Baþörtüsü gibi tepki almýyor, yasakçýlar "biz baþörtüsüne karþý deðiliz ama turban politik bir örtüdür" yorumu yapýyorlardý. Ýslami camianýn burada kendini her zaman anlatamadýðý düþüncesindeyim. Toplumla doðan frekans ayrýlýðý bir bakýma bunu beraberinde getirdi. "Ýslami kesimin kendi eþ ve çocuklarýna bakýþ açýsýnýn bunda payý büyük. Ýslam kadýný dört duvar arasýnda hapsetmiyor" derken, sosyalleþen erkekler, yakasýz gömleklerden kravatlara, markalý giysilere, modern cafelere yönelirken, kadýnlara çizdikleri sosyal yaþam; geleneksel renkteki pardesüler, mahalle kebapçýlarý ve pikniklerdi. Kadýný sosyal yaþamda korumasýz sayan bu kesimin halen sivil toplum örgütlerinde kadýn kollarýnda ýsrar etmesi, kadýnlarý yönetime almak yerine bir yönetim kurulu üyesinin eþini kadýn kollarý baþkaný yapmalarý kural olmuþtur.