Ümit ederim bu kitapta aktarýlanlar, "Haklarýn ihlali, bu haklarýn baþka haklar üzerinde oluþturabileceði "muhtemel tehdidt" ile meþruiyet kazanýr mý?" sorusuna cevap bulmaya da bir nebze vesile olur.
Zira Türkiye'deki baþörtüsü yasaðý, kendilerini "baþörtüsü maðduru" olarak tanýmlayan sosyal bir sýnýfýn doðmasýna sebep olmuþ, son on senede bu konu kanserleþmiþ bir yara hâlini almýþtýr. Saðlýklý bir þekilde istatistiklere yansýtýlsa, acilen müdahale gerektiren bu yaranýn belki de dolaylý veya dolaysýz olarak her Türk ailesinin sorunu olduðu ortaya çýkacaktýr. Bu sosyal afet, Türk halkýný bölmek, sýnýflara ayýrmak ve baþörtülü insanlarý rencide etmekten baþka bir amaca hizmet etmemektedir. Bu zaman ve çaðda, insanca muamele herkesin hakký olmalýdýr.