Kafkasya en eski çaðlardan beri bu coðrafyanýn yerlileri ile bu coðrafyaya sahip olmaya çalýþan dýþ güçler arasýnda bir savaþ arenasý oldu. Günümüze kadar gelen tarihi süreçlerin yakýn ama bilinmezlerle dolu boyutunu hiç kuþkusuz 1917 Rus Devrimi ve sonrasýndaki süreç oluþturuyor. Sosyalist uygulamalarýn pratikte aldýðý biçimi deðerlendirme sýkýntýsý, ideolojik önyargýlarýn çoðu zaman bilgiye dayalý deðerlendirmelerin önüne geçmesi, özellikle Kafkasya kökenli milyonlarca insanýn yaþadýðý Türkiye’de bu dönemin Kafkasya coðrafyasý ile ilgili bölümünü adeta bilinmez ya da hatýrlanmaz hale getirdi. Özellikle son dönem geliþmelerindeki karmaþa sokaktaki insanda “Kafkasya” kelimesinin olumsuz çaðrýþýmlar yapmasýna ortam yarattý. Halbuki yüzyýllardýr deðiþen birþey yok. Oynanan oyun ayný, oyuncularýn adý farklý.
Cem Kumuk’un özgün kaynaklara, bölgede yaptýðý gözlem ve araþtýrmalara dayanarak hazýrladýðý çalýþmasý, kuþkusuz çok tartýþýlacak...