“Benefþe” bir destanýn romaný... Eðitime gönül verenlerin destaný...
Söz deðil, yaþadýlar. Yüreklerindeki sevgiye hayatlarý ile imza attýlar. Þahitleri kendileriydi.
Onlar da birilerinin ciðerparesi idi. Onlarýn da, o günden sonra baþýna yastýðýnda yer kalmayan anneleri vardý. Evleri, sokaklarý, aþlarý, arkadaþlarý vardý.
Onlar, arkalarýna bakmadan yürüdüler. Tenlerini de, þahsi hedeflerini de aþtýlar. Farklarý bu aþkýnlýklarýydý. Kendileri için deðil, baþkalarý için yaþadýlar.
Bir çað yangýnýný yüreklerindeki kardeþlik duygusu ile söndürmek istediler. Her insan; insan, her adým; bir umuttu.
Renklere, mekanlara, seslere aldýrmadýlar. Farklýlýklara deðil, müþtereklere baktýlar. Her insanýn sevgiyi, kardeþliði, barýþý, þefkati, bilgiyi aradýðýna inandýlar. Gönüllerin dilini bildikleri için her dilden anladýlar. Rengarenk çiçek bahçeleri kurdular. Merhamet ettiler, merhamete ermek umuduyla...
Kim di bunlar? Adlarý bilinsin, arkalarýndan methiler okunsun istemediler. Ama yine de meçhul olduklarý söylenemezdi. Zira ayaklarýný bastýklarý toprak, uðruna baþ koyduklarý dava, tuttuklarý bayrak belliydi. Onlar tarih boyu insanlýðýn yüz aký olan bir anlayýþýn; çalýþkanlýðýn, güzel ahlakýn, emniyetin, güvenin günümüzdeki temsilcileriydi.
“Benefþe” onlarýn hayatlarýný anlatmaya çalýþtý. Bundaki aczini itirafý hem kendi yetersizliðinden ve hem de o hayatlarýn ancak yaþanabilir olmasýndan; kelimelerin, yüreklerdeki o sýzýyý, o sevgiyi, o fedakarlýðý tarifte yetersiz kalmasýndandýr.
Onlar bu destaný yaþayarak, adým adým, soluk soluk yazdýlar.
Cýlýz, basit þeylerle olmaz. Hayat verdiler hayat kurtarmak için. Ömür verdiler.
Bu roman, onlarýn kahramanlýk ahlakýyla yaþadýklarý hayata duyulan hayranlýðýn ifadesidir. “Benefþe”, tarihe altýn harflerle yazýlacak o büyük gayrete küçük bir selamdýr.