Müslüman kadýnýn sorunlarý, çaðdaþ kadýnýn sorunlarýdýr. (...) Bugün bazý kadýnlarýmýz arasýnda özgürlüðün anlamý, daha az kadýn, daha az anne, daha az eþ olmakla eþdeðerdir. Çünkü evin yerini sokak, mutfaðýn yerini büro, anneliðin yerini sekreterlik, mahremiyetin yerini teþhir aldýkça kadýnýn erkekleþmesi kaçýnýlmazdýr!
Hiçbir kadýn, biyolojisinde varolan doðurganlýk hassasýný baþkalarýna devredemeyeceði gibi, doðurganlýðýn kendisine bahþettiði annelik gibi diðer hassalarýný da devredemez. Modernleþme/dünyevileþme projesinin sözümona eþitlik söylemi, kadýný erkekleþtirmekle kalmadý; diþileþtirdi de.
"Doðurganlýðýndan vazgeçen bir diþi"nin aile kurmak isteyen bir erkek tipince deðil, onun sadece diþiliðinden yararlanmak isteyen bir erkek tipince çekici bulunmasý gayet tabiidir. Doðurganlýðýn çekiciliðini kaybetmesi halinde çocuðun, annneliðin ve dolayýsýyla ailenin de çekiciliðini kaybedeceði muhakkaktýr.
Bu sorunlar tartýþma kapsamýna alýnmadýkça, ne Ýslam'ýn kadýn tasavvuru, ne modern dünyada müslüman kadýnýn yeri, ne de olmasý gereken ile olan arasýndaki irtibatýn sýhhati konuþulabilir. Gerisi laf u güzaftýr!