Bu hikayeler, bir çaresizlik ifadesiyse, ayný zamanda bir amaç arayýþýný ve bazýlarý da baþka tür kader dolanýmlarýný ifade etme kaygýmdan yazýldý.
Hepsinin ortak yaný, Yusuf'un kuyusu kadar derin iç dünyalarýna nüfuz etme çabasýndan ibarettir, bunun için yazýldý. Kötü bir insan olmayabileceðimi anlatmanýn bir yolu olarak seçildi bu yazý macerasý.
Burada kendim neredeyim? Murat Davman mý benim, yoksa adý söylenmiþ ya da söylenmemiþ Yusuf'lardan biri mi? Beni tanýrlar...
Hem sanat, arýnma olduðu kadar kandýrma çabasý deðil mi?
Hikayelerimi üzüntüyle okumanýzý dilerdim; üzülmekten korkmayarak. Hem Andre Gide'in söylediði gibi "Hüzün dinmiþ bir coþkudur."
Deðil mi?
Böylece avunalým…