Ulus-devletin düþünülebilir olmasý için, ondan önce var olanýn, yani feodalitenin üstyapýsal kurumu kral-devletin yadsýnmasý gerekmektedir. Spinoza, Locke, Voltaire ile Montesquieu gibi düþünürler, iþte bu iþlevi yerine getirirler. Bir yanda, baþta mutlak monarþi ve Kilise olmak üzere, kurulu düzenin kurumlarýný ve deðerlerini eleþtiri bombardýmanýna tutarlar; öte yanda, bireysel özgürlük ve özerklikten, doðal haklardan, yasalarýn üstünlüðünden, yurttaþ eþitliðinden, halk kaynaklý siyasal meþruluktan, parlamentarizmden ya da siyasal temsilden söz ederek ulus-devletin üzerinde yükseleceði düþünsel malzemeyi sunarlar. Rousseau’ya, ondan da Fransýz Devrimi’ne uzanacak olan yolun taþlarý döþenmektedir artýk...