"Benim sinemam, epiktir; öyküdeki kiþiyi tarihsel bir baðlama yerleþtirir. Karakterleri hayattakinden daha büyük olan Brecht'te olduðu gibi, tarihin ya da fikirlerin taþýyýcýsý olan benim karakterlerim de analiz edilmezler, Bergman'ýnkiler gibi iþkence çekmezler. Çok daha insancýldýrlar. Kayýp þeyleri ararlar, arzu ile gerçek arasýndaki kopuþta kaybolmuþ þeylerin peþindedirler."
"Çok eski olmayan bir zamanda, dünya tarihi arzuya dayanýyordu: dünyayý þöyle ya da böyle deðþtirme arzusuna. Þimdi, hazin bir yüzyýlýn sonuna geldiðimizde bu arzularýn gerçekleþmediðini görüyoruz. Tarih þimdi suskun. Sessizlik içinde yaþamak çok güç olduðundan, hepimiz cevaplarý kendi içimizde arýyoruz. Yine de sinemanýn -benim anladýðým þekliyle, yaþadýðýmýz çürüyen dünyaya belki de son direniþ formu olan sinemanýn- amacý, üstü örtülemez tarihsel gerçekleri, masumlarýn gözleri önüne serme çabasýndan ibarettir."
Dan Fainaru'nun derlediði bu kitapta, ünlü Yunan yönetmen Theo Angelopoulus'la tek tek her filmine dair, farklý dönemlerde yapýlmýþ röportajlarý okuyacaksýnýz.