“Kýyýdakiler kýpýr kýpýr ama tereddüt içinde paralarýný denkleþtirmeye çalýþýyorlar. Kýyýda kalmak, gemide olacak eðlenceleri daha da büyütüyor. Ýnsanlarýn gözünde. Kýyýnýn her þeyi aþikâr, tekdüzedir artýk. Gönüller gemiden ve yoldan yana akmaktadýr ya, gerekçeler ýþýk hýzýyla sýralanýr. Kýyý olacaðýný olmuþtur, orada taþ kýpýrdamamaktadýr, keþfedilecek hiçbir þey kalmamýþtýr. Gitmek öyle mi?.. Bir gemiyle aydan serpilen ýþýk tozlarýnýn altýna doðru hiç bakýlmamýþ kadýnlar ve erkekler sönmüþ bir ocak gibi görünmektedir kýyýda? Yoksa toprak kendi içine çekilip, gizlerinin üzerine katlandýðýnda ve ses vermediðinde mi gemi çýkagelmektedir? Hazinelerle, hüzünlerle ve renk renk ateþlerle kaynamakta olan karalar, tam ne zaman kapkara görünmektedir?