Ara sýra “uzaklaþýp,” bir Paris cafe’sinden, kimi zaman da özlemle koþtuðu, dostlarýyla buluþtuðu Beyoðlu sokaklarýndan bakýyor insanlara. Ama hep, ille de ülkesi insanlarý için yaþanmýþlýklar, onlarýn hayatýný zenginleþtirecek, onlarý “dünya insaný” yapacak gözlemler derliyor baktýðý yerlerden... Mine Kýrýkkanat’ýn, yazýlarýndan yaptýðý bu derlemede, “yalnýz,” bildiði, doðru bulduðu ne varsa evirip çevirmeden söyleyen bir “kalem”in, “unutulmaya,” ezip geçen, yýkýp bozan kokuþmuþ sulara direnen yazýlarýný bulacaksýnýz. Zamana, bozulmaya, kiþiliksizleþmeye, onursuzlaþmaya, kurumaya direnen yazýlarýný...
“Geri zekâlýlýðý mizah, kabalýðý çaðdaþlýk, edepsizliði iktidar, kalçayý kafa, memeyi zekâ, havayý baþarý sanan ve bilgisizliðini sulayarak çiçek açtýrmaya çalýþan Türk televizyonlarý, “rating” diye diye zarar ededursun, benim anladýðým kadarýyla siz varsýnýz ve az buz sayýlmazsýnýz.
Pýrýltýsýz çoðunluk üçgeninde, lambanýn asýldýðý tepedeki çoðul azýnlýksýnýz siz. Siz olmadan gün doðmaz.”