Jung, Freud, Adler ve Fromm gibi akademik geleneðe mensup olmasýna karþýn, dine yönelik olumlu yaklaþýmýyla onlardan hayli farklý bir düþünce sistemi geliþtirmiþtir. Kendisi, genel kanaate göre, dindarlýðý insan hayatýnda merkezî problem olarak ele alan ilk psikanalisttir.
Hem kendinden önceki hem de kendinden sonraki meslektaþlarýna göre Jung, dine yöneliþinde tamamen farklý, kendine özgü bir zihniyetten hareket etmiþtir. Yaþadýðý dönem itibarýyla psikoloji alanýnda, din bilimleri ve din psikolojisi ile ilgili konular üzerinde Jung’dan daha fazla yoðunlaþmýþ baþka bir psikolog olmadýðý gibi, din ile ilgili ileri sürdüðü görüþleri nedeniyle bu ölçüde tartýþmalar yaratan ya da tartýþýlan baþka bir psikolog da yoktur. Psychologie und Religion (1940, Psikoloji ve Din), Jung’un psikoloji ile din iliþkisini doðrudan ortaya koyduðu tek kitaptýr. Böyle olmakla birlikte, hemen tüm eserlerinde, kutsal olgulara ya da dinî hayata karþýlýk gelen pek çok yansýmalar tespit etmek mümkündür.