Bu kitap, ömür boyu kazanýlan tecrübelerin okurla samimi bir zeminde paylaþýldýðý bir eser. Daha önsözünde mahviyet karþýnýza çýkýyor ve yazarken duyulan endiþeleri dile getirerek baþlýyor. Çoðunlukla Saadet Asrý/na gidiyor ve referanslarýný hep oradan almaya çalýþýyor. Buradaki farklýlýk da yine dikkat çekici, dünü kendi yerinde býrakmýyor ve bugünün pratiðiyle buluþturup okurun önüne yeni bir mesaj sunuyor.
Özümseyip hazmedilmiþ beyanlar olmasý yönüyle okuru sarssa da asla rahatsýz etmiyor, okudukça düzeltilmesi gereken yanlýþlýklar daha bir belirgin hale geliyor ve bugüne kadar kaçýrdýðýmýz fýrsatlar hatýrlanarak yürekte birsancý, gönülde de bir yanýk izi býrakýp geçiyor. Sanki aynanýn karþýsýna geçmiþçesine hayata yeniden þekil vermeyi hatýrlatýyor insana ve bundan sonra da sýklýkla uðranýlmasý gereken bir durak olarak duruyor karþýmýzda.