insan ruhunun, kaos dolu dünyanýn azap veren aþamalarýnda çektiði ýzdýraplar sýrasýnda inziva ile kendini sorgulayýcýný anlatýyor bu kitap. Ýnzivaya çekilen ruh, çaresizliðini sükutla çözmeye çalýþýyor ve çabalarýný gün gün kelimelere düþürüyor. Yazar için "inziva" derin bir sükutun bazen soðuk-, bazen de gür bir çýðlýðý oluyor. Ýnziva, ruhu azaba düþen insanlarýn, günlerce psikiyatrlarýn kapýlarýný aþýndýrdýklarý, soðuk salonlarda uzun sevimsiz koltuklarda hayatlarýný sorgulamaya çalýþtýklarý, ruhlarýnýn selamete kavuþmasý için batýnýn "mucizevi" mutluluk kimyasallarýndan medet ummaya çalýþtýklarý þu günlerde, okuyarak, inanarak selamete kavuþmalarýnýn kýlavuzu oluyor. 21. Gün'de yazar þu sözleri düþüyor kaðýda:
"Nice insanlar vardýr ki, dýþ tavýrlarý itibariyle bir güven sergilerler. Ne var ki iç dünyalarý hiç de öyle deðil. Kendi karakterini dýþa vuracak bir hareketle karþýlaþmadýðý müddetçe, onlar daima müspet olarak tanýnýr ve olumsuz yanlarýyla hiç bilinmezler. Böyle olunca da onlar etraflarýnda bir güven kaynaðý olarak görülürler. Bu tip insanlarýn en küçük bir dokunuþ karþýsýnda içlerindeki asýl karakterleri hemen gün yüzüne çýkýverir. Bu tavýr onun gerçek karakteri ve hüviyetidir. Bu zuhurdan sonra onu eski karakterine döndürmek imkansýzdýr."
inziva'yý okuyunca bir lütuf ve ihsanýn her zaman ufkunuza yeniden doðabileceðini anlayacaksýnýz...